Rumeli Feneri
Gemilerin Karadeniz'den İstanbul Boğazı'na emniyetle girmelerini sağlamak üzere 1856 yılında tesis edilmiştir.Fenerin ilk inşasını yapan Fransızlar yapım esnasında kulenin birkaç kere yıkılması üzerine bu mahaldeki köyün ileri gelenleri tarafından burada bir yatır ( türbe ) olduğu ve bundan dolayı kulenin yıkıldığını Fransızlara söylemeleri üzerine, önce türbeyi yapmışlar ve üzerine bugünkü fener kulesini inşaa etmişlerdir. Halen fener kulesinin içinde Saltuk Hazretlerinin türbesi bulunmakta ve halk tarafından ziyaret edilmektedir.
Deniz seviyesinden 58 metre yüksekliktedir. Kule yapısı ise örme taştan 3 kademe şeklinde,30 metre yüksekliktedir. Karadeniz'den İstanbul Boğazı'na girişte 41° 14' 07'' N – 29° 06' 45'' E mevkiinde çakma karakteri Gp.Fl.W.(2) 12 Sn.(1.0+3.0+1.0+7.0) olan fenerin ışığının görünüş mesafesi 18 deniz milidir.
Fenerde önce ışık kaynağı olarak fitilli gaz yağı lambası kullanılmış daha sonra LPG ile çalışan parlak ışıklı manşonlu (gömlekli ) lambalar kullanılmış ve şu anda 500 W'lık elektrik lambası ile aydınlatma sağlanmaktadır.Işık kaynağını kuvvetlendirerek uzaktan görünmesini teminen optik sistem olarak odak uzaklığı 500 mm olan kotodiyoptrik silindirik lens kullanılmaktadır.Kurulduğu tarihte optik etrafında dönen karanlık perdelerin ışık kaynağını kapatması ve açması suretiyle çakan fener daha sonra elektrik-asetilenli flaşör ile faaliyetini sürdürmüş bugün elektrikli flaşör ile faaliyetini devam ettirmektedir.
Rumeli Feneri Sis Düdük Binasının boya ve badana işleri yapılarak elden geçirilmiş olup; Tahlisiye İstasyonlarındaki mevcut tarihi alet ve edevat ve çeşitli eşyaların sergileneceği Tahlisiye Müzesi haline getirilmesi çalışmaları devam etmektedir.Fener arazisi içinde sis düdük olarak kullanılan eski sis topları sergilenirken bahçenin bir bölümünde denizden varagele sistemi ile can kurtarma operasyonu canlandırılmıştır.