GÖKÇEADA
40°13.8’ N, 25°53.3’E
Ada Gelenekleri
Meryem Ana Panayırı
Her yıl 15 Ağustos'da Gökçeada'da düzenlenen bir panayır. Bu tarih, inanışa göre Meryem Ana'nın ölüm günü. Hıristiyan inanışında azizlerin ölüm günü şenlik gibi kutlanıyor.
Eskiden 14 Ağustos sabahı köyün gençleri evlerin kapılarını çalarmış. Kapıyı açanın üstüne su, un, domates, yumurta gibi şeyler atarlarmış. Bunun bir şaka olduğunu bildikleri için kimse darılıp gücenmezmiş.
Hala devam eden geleneğe göre, 14 Ağustos akşamı hayvanlar kesiliyor ve kazanlarda pişiriliyor. 15 Ağustos'ta köyün meydanına kurulan kazanlarda yemek, tatlı , şarap dağıtılıyor ve toplu halde yeniyor. Sonra dans, şarkılar başlıyor. Sabaha kadar eğlence devam ediyor.Meryem Ana Panayırı Tepeköy'de her yıl kutlanıyor.
Ev Şarabı
Eskiden Gökçeada'da hemen hemen her evde ev şarabı yapılırmış. Kendi bağlarından topladıkları üzümleri yıkayıp temizledikten sonra büyük bir tekneye koyarlarmış. Burada ayaklarıyla ezerlermiş. Ezilen üzümler sonra ahşap fıçıya ya da küpe konulup ağzı sıkıca kapatılırmış. Mayalanması için 10-15 gün fıçıda bekletilirmiş. Sonra süzülmesi için sepete dökülürmüş. Çöplerinden ayrılan şarap 1 aylığına tekrar başka fıçıya konulurmuş. Orada tortusunu bırakan şarap daha sonra başka bir fıçıya konulup uzun süre bekletildikten sonra içilirmiş.
Gökçeada'da hala birçok Rum ev şarabı yapmaya devam ediyor. Kapılarını çalıp alışveriş yapabilirsiniz.
Misafir Ağırlama
Rumlarda misafir ağırlamak çok önemli. Eskiden misafirliğe haber verilmeden gidilirmiş. O yüzden ev sahibi her an misafir gelebileceğini düşünerek kek, kurabiye, likör, şarap gibi ikram edeceklerini evde hazır tutarmış.
Hala devam eden geleneğe göre misafire ilk önce kahve yapılıyor, yanında ortasından badem çıkan incir reçeli ya da ev yapımı karadut likörü sunuluyor.
Paskalya Yumurtası
İlkbaharda kutlanan Paskalya Bayramı için özel yumurtalar hazırlanıyor.Eskiden tarlaların kenarında çıkan bir çeşit ot, köklerinden çıkarıp havanda dövülürmüş. Kaynar suyun içine atılan ot bir süre sonra kırmızı renk verirmiş. Bu doğal boya ile önceden haşlanan yumurtalar boyanırmış. Desen yapmak için boyalı suya atmadan önce yumurtanın üstüne yaprak yapıştırılırmış.
Başka renklere de boyanan yumurtalar için kırmızı en çok tercih edilenmiş. Hz. İsa'nın kanını simgeleyen kırmızı rengin uğur getirdiğine inanılıyor.
Gezilecek Yerler
Gökçeada’nın Rum köyleri kökeni yüzyıllar öncesine dayanan yerleşim yerleri. Gökçeada’yı tam anlamıyla hissetmek için mutlaka gezilmesi gereken, nostaljik havalarıyla büyüleyici yerler!
Gökçeada eski adıyla İmroz, Rum halkının yüzyıllardır yaşam sürdüğü bir ada. Gökçeada'da 1960 yılında 5487 Rum, 289 Türk yaşarken, bu yıldan itibaren hızlanan göçlerle günümüzde yaz-kış yaşayan Rum nüfusu 300'e kadar düşmüş. Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Rum köyleri. Kaleköy koruma altında değil. Bu köylerde nüfusun çoğunluğunu Rumlar oluşturuyor. Sadece Kaleköy, koruma kapsamı altına alınmamış ve diğerlerinden farklı olarak burada hiç Rum yaşamıyor.Köyler, zamanında korsan saldırılarından korunmak için yüksek tepelere ve denizden uzak bölgelere kurulmuş. O yüzden deniz kıyısında yerleşim bulunmuyor adada. Tek istisna Kaleköy’ün aşağısındaki limanda sıralı olan az sayıdaki ev. Rum köylerinin yüksek konumlarından dolayı etkileyici manzaraları bulunuyor!
Göçlerle birlikte yapısal işlevini kaybeden köy evlerinin çoğu günümüzde bakımsız durumda. Bir zamanlar günlük hayatın hareketli olduğu anlaşılan köyler, şimdi oldukça ıssız görünüyor. Köylerde bütün yıl yaşayan Rum nüfusun çoğunu yaşlılar oluşturuyor. Dünyanın dört bir yanına dağılmış ev sahiplerinin, yazın evlerini ziyaret etmesi köyleri biraz olsun eski canlılığına kavuşturuyor. Köylerin çoğunda taş kaplı yollar, kahveler, kiliseler, çamaşırhaneler sağlam. Restore edilen ve yazlık ev olarak düzenlenen evlerin sayısı her geçen gün artıyor. Her köyün ibadete açık bir kilisesi bulunuyor. Köy meydanında en az bir kahve açık oluyor. Bazılarında restoran ve kafe; Hepsinde eski yapılardan oluşturulmuş konaklama tesisleri bulunuyor. Rum köylerindeki restoran kafeler, güzel manzaraları ve nostaljik ortamları ile vakit geçirmesi keyifli yerler. Rum köyleri, özellikle fotoğraf severleri cezp edecek özelliklere sahip. Köylerin ara sokaklarında dolaştıkça birçok hoş detay yakalamak mümkün. Merkezden kalkan minibüslerle Rum köylerinin çoğuna ulaşılabiliyor.Gökçeada’nın Rum köyleri kökeni yüzyıllar öncesine dayanan yerleşim yerleri. Gökçeada’yı tam anlamıyla hissetmek için mutlaka gezilmesi gereken, nostaljik havalarıyla büyüleyici yerler!
Gökçeada eski adıyla İmroz, Rum halkının yüzyıllardır yaşam sürdüğü bir ada. Gökçeada'da 1960 yılında 5487 Rum, 289 Türk yaşarken, bu yıldan itibaren hızlanan göçlerle günümüzde yaz-kış yaşayan Rum nüfusu 300'e kadar düşmüş. Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Rum köyleri. Kaleköy koruma altında değil. Bu köylerde nüfusun çoğunluğunu Rumlar oluşturuyor. Sadece Kaleköy, koruma kapsamı altına alınmamış ve diğerlerinden farklı olarak burada hiç Rum yaşamıyor.Köyler, zamanında korsan saldırılarından korunmak için yüksek tepelere ve denizden uzak bölgelere kurulmuş. O yüzden deniz kıyısında yerleşim bulunmuyor adada. Tek istisna Kaleköy’ün aşağısındaki limanda sıralı olan az sayıdaki ev. Rum köylerinin yüksek konumlarından dolayı etkileyici manzaraları bulunuyor!
Göçlerle birlikte yapısal işlevini kaybeden köy evlerinin çoğu günümüzde bakımsız durumda. Bir zamanlar günlük hayatın hareketli olduğu anlaşılan köyler, şimdi oldukça ıssız görünüyor. Köylerde bütün yıl yaşayan Rum nüfusun çoğunu yaşlılar oluşturuyor. Dünyanın dört bir yanına dağılmış ev sahiplerinin, yazın evlerini ziyaret etmesi köyleri biraz olsun eski canlılığına kavuşturuyor. Köylerin çoğunda taş kaplı yollar, kahveler, kiliseler, çamaşırhaneler sağlam. Restore edilen ve yazlık ev olarak düzenlenen evlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Her köyün ibadete açık bir kilisesi bulunuyor. Köy meydanında en az bir kahve açık oluyor. Bazılarında restoran ve kafe; Hepsinde eski yapılardan oluşturulmuş konaklama tesisleri bulunuyor. Rum köylerindeki restorankafeler, güzel manzaraları ve nostaljik ortamları ile vakit geçirmesi keyifli yerler. Rum köyleri, özellikle fotoğraf severleri cezp edecek özelliklere sahip. Köylerin ara sokaklarında dolaştıkça birçok hoş detay yakalamak mümkün.Merkezden kalkan minibüslerle Rum köylerinin çoğuna ulaşılabiliyor.
Yapılacaklar
Gökçeada'nın film festivalinde adada olmak.
Yalnızlığa gömülmüş Kaleköy Limanın'da gün batımına karşı Ada şarabı içmek
Kendinize ıssız koylar keşfetmek.
Meydani' de Efibadem yemek ve sevdiklerinize götürmek,
Adanın en güzel sokaklarının olduğu Rum Mahallesinde dolaşmak.
Zeytinliköy'deki kahvelerde ada halkıyla birlikte sabah çay içerek sohbet etmek.
Kaleköy'den adanın içinde olduğu sonsuzluğu seyretmek.
Adanın dar sokaklarında,asma ve begonvillerle bezeli lokantalarda Ege otları yemek.
Kırlardan karadut toplamak.
Poyrazın keyfini çıkarmak
Daha özgür olmak için kendi çadırınızı ve şemsiyenizi taşımak.
Adanın Pazar pazarından köy ekmeği almak.
Mustafa'nın Kayfesin'de Hatıra fotoğrafı çektirmek..
Laz Koyunda ve Gizli Limanda denize girmek
Yıldızkoy'da Su Altı Milli Parkı'nı görmek..
Zeytinliköy'de Orhan Amcanın kahvesinden içmek, Duvara hatıra notu asmak..
Yukarı Bademli Köyünde Mine çayı içmek..
Gökçeada Safari'ye katılıp ilginç eğlenceli bir gün geçirmek
Rüzgar sörfünü denemek..
Dalış yapıp denizin altındaki dünyayı keşfetmek.
Plaj ve Koyları
Gökçeada Plajları
Gökçeada'da denize girilebilecek, cennet gibi birçok bakir koy bulunuyor. Aydıncık ve Yuvalı plajı dışındakiler de günübirlik tesis bulunmuyor.
Adada hakim rüzgar kuzeyden olduğu için, genelde güney kıyıları denize girmek için rüzgarsız ve sakin oluyor. Güney kıyıları boyunca ilerleyen araba yolunda giderken buraları kolayca farkedeceksiniz. Ama toprak yollara girmeden en bakir olanları keşfedemezsiniz!
Bakir koylara giderken yanınıza şemsiye ve su almanızda fayda var.
Hava lodosa döndüğünde (güneyden estiğinde) ya da rüzgarsız olduğunda kuzey kıyıları denize girmek için ideal oluyor.
Özellikle sualtı parkı içinde yer alan Yıldızkoy, akvaryum gibi denizi ile kuzeyde en çok tercih edilen yerlerden.
Aydıncık Plajı
Aydıncık (Kefaloz) Plajı Gökçeada'nın günübirlik tesisi olan tek plajı. Plaj 1200 mt. uzunluğunda altın rengi kumsaldan oluşuyor. Yazın adada en çok tercih edilen plaj burası.
Plajda 5 tesis bulunuyor. Hepsinde sabahtan akşama kadar yemek servisi bulunuyor. Çoğu kamp-pansiyon hizmeti ve özel sörf dersleri veriyor.
Son yıllarda özellikle Bulgar sörfcülerin Aydıncık Plajı'nı keşfetmeleriyle burası bir sörf merkezi olma yolunda ilerliyor.Dünyanın önemli rüzgar sörfü(windsurf) mekanlarından olan İzmir-Alaçatı'nın çok kalabalıklaşması sörfcüleri Gökçeada Aydıncık Plajı'na yöneltiyor.
Aydıncık Plajı hem doğal yapısı hem de tenha olması sebebiyle tercih ediliyor. Plaj güney kıyısında olmasına rağmen kuzeyden esen rüzgarları(meltem) hiçbir engel olmadan alıyor. Çünkü Kefaloz körfezinden esen kuzey rüzgarları Tuz Gölü'nün yüksek olmaması nedeniyle burada oluşan koridor etkisiyle de kuvvetlenerek engel tanımadan güneye esiyor. Bu da Aydıncık'da sörf için ideal rüzgarlı ama dalgasız bir deniz oluşturuyor.
Lodosta yani rüzgar güneyden estiğinde aynı olay aksi yönden gerçekleşiyor ve dalgasız denizde sörf yapmak isteyenler bu sefer Aydıncık'ın hemen bitişiğindeki Kefaloz koyuna yöneliyor.
Gökçeada'da rüzgar sörfü için elverişli gün sayısı 300.
Plajdaki tesisler aynı zamanda bir surf club olarak hizmet veriyor. Özellikle Bulgar sörfcüler malzemelerini yıl boyunca buralarda saklıyorlar. Yeni başlayanlar için özel dersler veriliyor. Profesyoneller de malzeme kiralamak ya da satın almak için faydalanabiliyor.
Yaz sezonunda plaja düzenli minibüs seferleri düzenleniyor.
Laz Koyu
Laz Koyu, Gökçeada'nın güney kıyısında, ufak, şirin bir koy.
Asfalt yoldan sola doğru tabela işareti bulunuyor. Toprak yoldan 300 metre ilerledikten sonra sizi şaşırtacak güzellikte bir koya ulaşıyorsunuz.
Burada herhangi bir tesis bulunmuyor. Yanınıza şemsiye ve suyunuzu almayı unutmayın.
Aklınızda bulunsuz, kuzey rüzgarı ne kadar kuvvetli olursa olsun burası tenha oluyor !
Yuvalı Plajı
Adanın güney kıyısında, Yuvalı diye anılan iki güzel koya Adalet, Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarının tesisleri kurulmuş yıllar önce. Buralarda ilgili memurluklarda çalışanlar tatil yapıyor.
Eğer yer kalırsa dışarıdan da ziyaretçi alıyorlar konaklama için.
Tesislerin plajları herkese açık. Plajlarda şemsiye ve şezlong bulunuyor. Tesislerin büfe, kafe ve restoranlarından faydalanabiliyorsunuz.
Ayrıca bir resort otel de özel sektöre hizmet veriyor.
Gizli Liman
Gizli Liman Uğurlu Balıkçı Limanında sonra bir süpriz gibi çıkıyor karşınıza. Adanın batı ucunda gidebileceğiniz en son nokta burası.
İncecik kumdan oluşan kumsalı çam ağaçlarının önünde, cennet gibi bir koy.
Koyda tuvalet ve duş bulunuyor. Ayrıca yaz sezonunda bir büfe de hizmet veriyor.
Alışveriş için Uğurlu Köyü çok yakın.
YıldızKoy
Yıldızkoy adanın kuzey kıyılarından denize girilebilecek neredeyse tek koy !
Adada hakim rüzgar kuzeyden olduğu için burası genelde rüzgarlı. Ama rüzgarın hafiflediği ya da güneyden estiği bir güne denk gelirseniz Yıldızkoy 'un denizi süt liman oluyor.
Yıldızkoy, Gökçeada Sualtı Milli Parkı'nın içinde yer alıyor. Parkın karadan denize girilebilecek tek koyu burası.
Deniz florası ve faunası koruma altında olan bölgede şnorkelle yüzerek zengin sualtını seyretmek ayrı bir zevk olacaktır.
Arabayla koya kadar varmanız mümkün. Koyun içinde sadece dış duvarları ayakta duran eski bir şapel de bulunuyor.
Yıldızkoy'da ilginç kaya oluşumları bulunuyor. Bu kayaların üzerinde uzanıp güneşlenmek sonra denize inen merdivenlerden havuza girer gibi akvaryum gibi sulara dalmak çok keyifli. 2012 sezonunda denize yüzen bir iskele de yerleştirildi.
Koyun sağ kısmında yukarı doğru çıkan patika yoldan yürüyerek devam ederseniz sualtı parkının içindeki diğer koylardan Mavi Koyu da görebilirsiniz.
Yıldızkoy'a yakın konaklamak isteyenler koydaki camping tesisini, Yeni Bademli Köyü ya da Kaleköy'deki konaklama yerlerini tercih edebilir. Bu köylerden yürüyerek kolayca koya ulaşabilirsiniz.
Koydaki camping tesisi kafe-beach hizmeti de veriyor. Tesisin duş, tuvalet, soyunma kabini ve şemsiye-şezlonglarından yararlanabilirsiniz.
Kaleköy muhtarlığının açtığı bir de şirin bir kahve bulunuyor deniz kenarında. Buradan da yiyecek-içecek servisi almanız mümkün.
Marmaros Plajı
Marmaros, adanın kuzey kıyılarında denize girilebilecek nadir koylardan.
Dereköy'ü geçtikten hemen sonra sağa sapılan bir yoldan ulaşılıyor buraya. Son zamanlarda orman yangınlarına önlem olarak yol trafiğe kapanmış durumda, ama her an açılabilir takip edin, çünkü burası adanın görülmesi gereken yerlerinden.
7 km. uzunluğundaki yol çam ormanlarının içinden geçtikten sonra denize ulaşıyor. Burası taşlık, doğal bir plaj. Denizi tertemiz. Etrafında hiçbir yerleşim yeri bulunmuyor.
Plaja varmadan önce sağdan girilen bir toprak yoldan Marmaros Şelalesine ulaşılıyor. Kış aylarında şelalenin suyu artıyor ve görülmeye değer oluyor.
Genel Bilgi
TARİHÇE
"Çorak topraklarda bereket” tanrısı olarak adlandırılan Imbrasos’un bolluk diyarı olarak bilinen İmroz, bugünkü adıyla Gökçeada, Homeros’un İlyada destanında deniz tanrısı Poseidon’un adası olarak geçer.Gökçeada’nın iskan tarihinin ne kadar eskiye gittiğine dair kesin bilgiler bulunmamaktadır. Adanın önceleri müstakil bir idare ile yönetilirken sonradan MÖ.500’lerde Atina şehir devletine, bir asır sonra da Delos birliğine katıldığı ifade edilir. Roma hakimiyeti sonrası Bizans idaresi altına girmiş, Latin istilası sırasında da Latinler’in eline geçmiştir. Bu hakimiyetin sona erişiyle yeniden Bizans topraklarına katılan ada, giderek Venedik ve Cenevizliler’in dikkatini çekmeye başlamıştır. Ege ve Karadeniz’de ticari faaliyetleri artan bu devletler, stratejik önemi bulunan adayı hakimiyetleri altına almaya çalışmışlardır. Ada, 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlığı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. 471 yıl Osmanlı idaresinde kalan Gökçeada’da Türk ve Rum vatandaşlar huzur içerisinde yaşamışlar. Dinlerini, örf, adet ve geleneklerini sınırsız kullanmışlardır.Kanuni Sultan Süleyman döneminde vakıf haline getirilen Gökçeada, Balkan Harbi sırasında İtalyanlar’ın, 1. Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin, kısa bir süre de Yunanistan’ın egemenliğine geçmiştir. Lozan Antlaşması neticesinde 22 Eylül 1923’te Türkiye Cumhuriyeti topraklarına fiilen katılmıştır. Bu tarih Gökçeada’nın kurtuluşu olarak kutlanır.
ULAŞIM
Ada’nın ulaşımı deniz yoluyla sağlanmaktadır. Gestaş Deniz Ulaşım Turizm Ticaret A.Ş”ye ait arabalı vapuru Kabatepe-Gökçeada ile Gökçeada-Kabatepe seferleri ile ulaşım sağlanmaktadır.İstanbul Kabatepe arası yaklaşık 350 km.’dir. (TEM Otoyolu’ndan Kınalı çıkışından, Tekirdağ, Keşan, Gelibolu, Eceabat üzerinden Kabatepe). Ankara’dan Çanakkale 653 km, İzmir’den 319 km. ve Bursa’dan 271 km. uzaklıktadır.Gemi seferlerinde yaz ve kış aylarında hava şartları ve yolcu yoğunluğuna göre farklı sefer tarifesi uygulanmaktadır. Kışın daha az olan sefer sayısı yazın daha da artmaktadır.Bu nedenle özellikle kış aylarında Gökçeada’ya gelmeden önce mutlaka gemi saatleri konusunda bilgi almanız gerekmektedir. Gökçeada’da Yaz aylarında haftada 2 veya 3 sefer İstanbul Sabiha Gökcen-Gökçeada ve Gökçeada – Sabiha Gölçen Havaalanından uçak seferleri de düzenlenmektedir.
ADA EKONOMİSİ ve ÜRETİM
Ada nüfusunun çoğunluğu işçi, memur kesiminin yanı sıra tarım, hayvancılık ve son yıllarda büyük bir gelişme gösteren ev pansiyonculuğu ile uğraşan insanlardan oluşur. Gökçeada’da büyük sanayi işletmelerinin bulunmaması Ada halkını alternatif geçim kaynaklarına yöneltmiştir. Halkın geçim kaynaklarını oluşturan ve günden güne gelişen üretim sektörleri ise şöyledir;
Zeytincilik
Mevcut ada ikliminin zeytin üretimine elverişli olması sebebiyle zeytincilik, ada halkının önemli geçim kaynakları arasında yer almaktadır. Zeytincilik, her geçen yıl ada ekonomisinde daha çok önem kazanmaktadır. Bu vesile ile şuan Gökçeada’da organik zeytinyağı üreten Ekozey, Etis, Ezey ve Elta Tarım İşletmesi adı altında 4 büyük işletme mevcuttur. Kaliteli,sertifikalı ve en önemlisi de doğal yollarla üretilen organik zeytinyağı yerli ve yabancı turistin ilgisini çekmekle birlikte kalitesini kanıtlamıştır.
Arıcılık
Doğal çoğrafyası ile sağlıklı ürünlerin üretimi açısından eşsiz fırsatlar sunan Gökçeada’da yaşayanların önemli bir gelir kaynağı da arıcılıktır. Halen üretilen katkısız çam ve kekik balları ada içerisinde tüketilmekte ve yaz aylarında ise Gökçeada’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin tüketimine sunulmaktadır. Yaygın olarak yapılan arıcılık kapsamında Gökçeada’da yaklaşık 5000 adet kovan bulunmaktadır. Üretilen balların tüketiciye daha kaliteli ve sağlıklı bir şekilde ulaştırılabilmesi amacıyla da arıcılık kooperatifi kurulmuştur.
Bağcılık
Gökçeada’da geçmiş yıllarda bağcılık ve buna bağlı olarak da şarapçılık sektörünün gelişmesi amacıyla Devlet tarafından çeşitli teşvik kredileri dağıtılmış ve üreticilerin bu yöne ilgilerinin çekilmesi sağlanmıştır. Ancak kurulan bağlıklarda üretilen üzümü işleyecek bir tesisin bulunmaması üreticileri olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenle üretici sayısında bir azalma görülmüştür. Fakat bu yönde kararlı tutum sergileyen üreticiler kendi imkanları ile evlerinde ürettikleri şarapları piyasaya sunmuşlardır. Ada dışında büyük ün yapan ev yapımı Gökçeada şarapları büyük ilgi görerek adeta Gökçeada ismi ile özdeşleşmiştir. Bu sektörün geliştirilmesi amacıyla Amerikan türü asma anaçları yerli türler ile aşılanmakta ve üzüm üretiminin dolayısıyla şarap üretiminin artması için faaliyetler devam etmektedir.Şu anda etiketli ve sertifikalı şarap üretimine başlanmıştır.
Organik Tarım
Son yıllarda güncel bir konu olan organik tarım üzerinde de Gökçeada’da gerekli çalışmalara başlanmıştır. Gökçeada’da ilk olarak zeytincilik üzerinde başlanılan organik tarım çalışmalarının kapsamı genişletilerek, üreticilerin daha fazla ürün ve gelir elde etmesi sağlanmıştır. Kapsamın genişletilmesi ile sebze, meyve, hububat ve sanayi bitkilerinin organik tarım ile üretimi sağlanarak Ada ve ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlamaktadır.Tüm bu tarımsal faaliyetlerin yanında Gökçeada’da küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık, buna bağlı olarak da yem bitkilerinin üretimi ile meyve yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Gökçeada’da serbest koyun ve keçi yetiştiriciliğinin önlenmesi amacıyla yem bitkilerinin üretimi teşvik edilmekte, mevcut meraların ıslah çalışmaları ile kümes hayvancılığı da desteklenmektedir.Öte yandan Gökçeada’da üretilen hububatın büyük bir kısmı ada içinde tuketilmektedir.
Balıkçılık
Adanın açık denizde bulunması sebebiyle balıkçılık sektörü bir çok ailenin geçim kaynağı olmuştur. Yapılan bir araştırmaya göre Gökçeada’da civarı denizlerimizde 146 çeşit balık türüne rastlanmıştır. Avlanan balıklar gerek Ada içinde, gerekse Ada dışında halkın tüketimine sunulmaktadır. Her mevsimde avlanan değişik türdeki balıklar ailelerin yaşamlarını idame ettirmesinde önemli rol oynar.Ayrıca ilçede bulunan balık lokantaları deniz ürünlerinin nefasetini tüketiciye sunmaktadır.
Otel ve Pansiyonculuk
Turizm açısından günden güne atılım içerisinde olan Gökçeada’da ev pansiyonculuğu özellikle yaz aylarında halkın geçim kaynaklarının temelini oluşturur. Gelen yerli ve yabancı turistlerin Adada karşılaşabilecekleri konaklama sorununu tamamen ortadan kaldıran ev pansiyonculuğu Ada ekonomisine de artı bir gelir sağlar. Bu konuda Yeni Bademli Köyü ve Uğurlu Köyü halkı ev pansiyonculuğu ile mevcut ada turizminin konaklama ihtiyacını neredeyse tek başlarına karşılamaktadırlar. Bunun yanı sıra deniz kıyısına sıfır, lüks ve her türlü konfora sahip otellerde de yerli ve yabancı turistlerin konaklama ihtiyacı giderilmektedir. Kaleköy sahilinde bulunan 4 yıldızlı Resort otelin yanı sıra, Eski Bademli Köyü, Zeytinli Köyü, Uğurlu Köyü, İlçe merkezi ve Kuzulimanı yolu üzerinde yer alan otelleri ile Gökçeada konaklama imkanları açısından da önemli bir turizm potansiyeline sahiptir.
GEZİP GÖRÜLECEK YERLER
Kaleköy
Gökçeada’nın en eski köylerindendir. İlçe Merkezine uzaklığı 4 km.’dir. Aşağı ve Yukarı Kaleköy olmak üzere iki bölümden oluşur. Aşağı Kaleköy yaz gecelerinde İlçenin en hareketli mekanıdır. Kordonu ve çay bahçeleri, restaurant ile barlar da buradadır. Yukarı Kaleköy’de ise Ada’nın en eski tarihi mekanlarından birisi olan İskiter Kalesi bulunmaktadır. Cenevizliler tarafından inşa edilen kalenin surları halen ayaktadır. İskiter Kalesi, Çınarlı Ovası’na hakim bir tepededir. Kalenin bulunduğu mevkiden Aşağı Kaleköy, Yenibademli, Eskibademli ve Zeytinli Köyleri net olarak görülebilir. Ayrıca, yapısı nedeniyle tıpkı bir yelkeni andıran ve ancak denizden ulaşılabilen Yelkenkaya’yı da kuzeydoğu yönüne baktığınızda buradan görmeniz mümkündür.
Yıldızkoy
Adanın en güzel ve hatırda kalabilecek koylarından biridir. İlginç kaya oluşumlarıyla dikkat çeker. Buraya Yukarı Kaleköy’den yürüyerek ulaşılabileceği gibi Yenibademli Köyü içerisinden de ulaşılması mümkündür. Yıldızkoy’dan başlayarak Yelkenkaya arasında kalan kısım su altı güzellikleri sebebiyle TÜDAV (Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı) tarafından Su Altı Milli Parkı ilan edilmiştir. Bu park Türkiye’nin ilk ve tek Su Altı Milli Parkı’dır.
Yenibademli Köyü
Ispartalı vatandaşlarımız ve Karadeniz’den getirilen balıkçı ailelerin iskan edildiği köydür. Adanın nüfus yoğunluğu bakımından en büyük köylerindendir. İlçe Merkezine 4 km. mesafededir. Halkı geçimini hayvancılık, ziraat ve balıkçılıkla sağlar. Bu köyümüzde ev pansiyonculuğu yaygın olarak yapılmaktadır. Yenibademli Höyük
Gökçeada’nın ilk sistemli arkeolojik kazısı olma ünvanını taşıyan Yenibademli Höyük, Kaleköy bölgesinde olup ilçe merkezine 3 km. mesafededir. Orta büyüklükte bir höyük olan Yenibademli Höyük, doğu-batı yönünde 120 m, kuzey-güney yönünde ise 130 m. kadar bir alanı kapsamaktadır. Yüksekliği araziden 9 m., deniz seviyesinden ise 18 m. kadardır. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izinleriyle 1996 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof.Dr.Halime HÜRYILMAZ Başkanlığında arkeoloji öğrencilerinin ve Adalı vatandaşların katılımı ile yürütülen kazı çalışmaları neticesinde Höyük’teki yerleşmenin günümüzden 5000 yıl öncesine varan Erken ve Geç Tunç Çağları’na ait olduğu bulgulardan anlaşılmıştır.
Eskibademli Köyü (Giliki)
İlçe Merkezine 4 km. mesafededir. Mimari özellik taşıyan evleriyle görülmeye değerdir. Tarihi Çamaşırhane gezip görülmesi gereken mekanlardandır. Çamaşırhanenin önünde bulunan asırlık çınar ağacı dikkat çekicidir. Ayrıca, güneşin batışı buradan büyük bir keyifle izlenebilir.
İlçe Merkezi
İlçe merkezi Yenimahalle, Çınarlı Mahallesi, Fatih Mahallesi, Cumhuriyet Mahallesi ve Kuzulimanı Mahallesi olmak üzere beş mahalleden oluşmaktadır. Beş mahallede de eski yerleşimden örnekler mevcuttur. Tüm resmi daireler ve alış-veriş mekanları ilçe merkezinde bulunmaktadır. Görülebilecek yerler arasında Çınarlı Mahallesi’nde bulunan Osmanlı mimari örneklerini taşıyan Merkez Camii ve ilçe merkezinin üç camisinden en büyüğü olan Fatih Camii bulunmaktadır. Biri Yenimahalle ve diğeri de Fatih Mahallesi’nde bulunan iki de kilise mevcuttur.
Zeytinli Köyü (Ayatodori)
İlçe Merkezine 3 km. mesafededir. Bir tepenin yamacında, zeytin ağaçları arasında kurulmuş, daha çok Rum vatandaşlarımızın yaşadığı şirin bir köydür. Yaz, kış Adanın en çok ilgi çeken mekanlarındandır. Ada’ya özgü ve Türkiye’nin dört bir tarafına nam salmış Dibek kahvesi buradadır.
Tepeköy (Agridia)
İlçe Merkezi’ne uzaklığı 10 km.dir. Adanın, en yüksekte kurulmuş köyüdür. Rum vatandaşlarımızın yaşadığı köylerden biridir. Her yıl yaz aylarında Rum vatandaşlarımız tarafından kutlanan Meryem Ana etkinliklerinde dünyanın dört bir tarafından Rumlar Tepeköy’e akın eder.Tepeköy’de görülebilecek diğer bir mekan ise Pınarbaşı (İspilya)’dır. Köye girmeden yaklaşık 100-150 m. öncesi sağa ayrılan asfalt yoldan ulaşılan Pınarbaşı piknik yapılabilecek hoş mekanlar arasındadır. Akan doğal su ve koruma altındaki asırlık çınarlar buraya ayrı bir güzellik katar. Yaz aylarının bunaltıcı sıcağından kaçmak isteyenler için oldukça serin bir mekandır.
Şahinkaya
Trabzon’un Çaykara ilçesinden iskan suretiyle getirilen Karadenizli vatandaşlarımızın yaşadığı köydür. İlçe merkezine 16 km. uzaklıktadır. Halk burada geçimini hayvancılık, ziraat ve arıcılık ile sağlar.
Dereköy (İskinit)
Adanın Şahinkaya köyüne bağlı mahallesi durumundadır.Adanın en eski köylerindendir. İlçe merkezine 16,5 km. uzaklıktadır. 1950-60’lı yıllarda nüfus ve hane olarak Türkiye’nin en büyük köyüdür. Yaklaşık 600 hanedir. Terkedilmişliği ve taş binaları ile dikkat çeker. Köy içinde bulunan tarihi çamaşırhane de görülmesi gereken mekanlarındandır.
Uğurlu Köyü
İlçe merkezine uzaklığı 25 km.’dir. Muğla ve Burdur’dan iskan suretiyle getirilen vatandaşlarımız yaşamaktadır. Tarım, hayvancılık ve ev pansiyonculuğu halkın geçim kaynakları arasındadır. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlı”ğı eğitim ve dinlenme tesisleri bu köyümüzün sınırları içerisindedir. Adanın en doğal ve uçsuz bucaksız kumsallarından birisi olan Gizli Liman’a da bu köyden gidilir. Uğurlu İskelesine varmadan sağa ayrılan yoldan yaklaşık 2 km. gidildikten sonra buraya ulaşılması mümkündür. Sahil şeridinin uzunluğu yaklaşık 1-1,5 km.’dir. Sahil tamamen bakirdir ve hiçbir yapı mevcut değildir.
Şirinköy
Bulgaristan’dan göç eden vatandaşlarımızın yerleştirildiği köydür.Ziraat ve hayvancılığın yanı sıra ev pansiyonculuğu günden güne gelişmektedir.
Lazkoyu
Gökçeada doğal yapısı nedeniyle bir çok irili ufaklı koyu bünyesinde barındırmaktadır. Bunlardan bir tanesi de Şahinkaya arazisi içerisinde yer alan Laz Koyu’dur. Buraya Şirinköy’den Kapıkaya istikametine doğru gidildiğinde ulaşılabilir. Doğal yapısıyla ve güzelliğiyle Laz Koyu hoşça vakit geçirebileceğiniz kumsallardandır.
Eşelek Köyü
Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Eşelek Köyü, yapılan Bakacak Barajı’nın etkilenme alanında kalması nedeniyle Gökçeada’ya iskan edilmiştir. İlçe merkezine uzaklığı 10 km.’dir. Köy halkı geçimini ziraat ve hayvancılık ile sağlar. Ev pansiyonculuğu da günden güne artmaktadır. Köylüler tarafından yetiştirilen ürünler yol boyunda kurulan çardaklarda, Aydıncık mevkiine denize giden yerli ve yabancı misafirlere ucuz olarak satılmaktadır.
AYDINCIK SAHİLİ
İlçe merkezine uzaklığı 13 km.’dir. Yaz aylarında Adanın en gözde plajı konumundadır. Tuzgölü’ne olan yakınlığı nedeniyle de daha bir ilgi çekicidir. Sahil uzunluğu yaklaşık 2 km’dir. Kamp yapma ve çadır kurma açısından uygun bir konumdadır. Kamping alanları da mevcuttur. Rüzgar sörfüne ilgi duyanlar için de uygun bir mekan konumundadır. Bu sporu geliştirmek üzere Aydıncık Sahilinde bu sporun eğitimini alıp, profesyonel olarak yapmak isteyen sörf tutkunları için 2004 yılında Sörf Okulu kurulmuştur. Bu sayede her geçen yıl adamıza Rüzgar Sörfü yapmak için gelen turistlerin sayısı artmakta ve bu spor önemli bir turizm potansiyeli haline gelmektedir.
TUZGÖLÜ
Aydıncık sahilinde bulunmaktadır. Yaz aylarında sıcaklarla birlikte suyunun kuruması sebebiyle Tuz Gölü’nde siyah renkli çamur oluşumu gerçekleşir. Bu çamur içerdiği kimyasal bileşenler sebebi ile romatizma, sedef ve kireçlenme gibi rahatsızlıkları iyi gelmektedir. Bu özelliklerinin yanı sıra insanların, kuş ve diğer hayvanların tuz ihtiyacını da karşılar. Pek çok canlı türü için de beslenme alanı oluşturur. Göç eden pelikan, flamingo, yaban ördeği ve kazı gibi kuşlara da değişik dönemlerde ev sahipliği yapmaktadır.
KAYA MEZARI
Aydıncık’ı Uğurlu’ya bağlayan yol üzerinde bulunan Kokina mevkiindeki Kaya Mezarı’nın ilçe merkezine uzaklığı 18 km. civarındadır. Kaya içerisine oyulmuş, iki kişilik mezarın hangi dönemden kaldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Roma Dönemi’ne ait olduğunu tahmin edilmektedir. Kaya Mezarı yol kenarından yaklaşık 100 m uzaklıktadır.
KUZULİMANI
Kuzulimanı Gökçeada’nın anakarayla ulaşımını sağlayan gemilerin yanaştığı limandır. Dolayısıyla Adaya gelenlerin ilk olarak tanıştığı ve misafirleri karşılayan yer konumundadır. Bu özelliğinin yanında plajı sayesinde Gökçeada’nın gözde mekanlarından birisidir.Yaz aylarında plaj voleybolu ve diğer aktivitelerin bolca yapıldığı mekandır.
KAŞKAVAL BURNU (Peynir Kayalıkları)
Kuzulimanın’nın doğusunda bulunmaktadır. Üst üste sıralanmış kaşar peynir kalıplarını andıran ilginç kaya oluşumlarıyla dikkat çeker. Burayı karadan görmeniz mümkün değildir. Ancak, tekne ile denizden görme şansınız vardır. Adanın hatırda kalabilecek görsel güzelliğe sahip doğal oluşumlarından birisidir.
Bu ilginç kaya oluşumlarının bir efsanesi vardır; Efsane, sayısız keçi ve koyuna sahip olan zengin, inatçı, cimri ve yaşlı bir kadınla ilgilidir. Yaşlı kadın, cennete gidebilmek amacıyla bir çok yuvarlak kalıp peynir yapmış ve bunları üst üste sıralamış. Ama kimseyle paylaşmamış. Tanrı, ona kızmış ve cezalandırmış. Mart ayının birinde, yağmur, kar ve şiddetli rüzgarlar göndermiş yaşlı kadının üzerine. Kadın ve peynirler donmuşlar. Peynir kalıpları taşa dönüşmüş. Daha sonra insanlar bu kayalara, peynir kayaları demişler.
KÜLTÜREL ve SANATSAL ETKİNLİKLER
Adada turizminin gelişmesine paralel olarak sosyal aktiviteler de yoğunluğunu her geçen gün hissettirmekte. Gökçeada Belediyesi tarafından ilki 1998 yılında olmak üzere her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve bir hafta süren Gökçeada Film Festivali Adada gerçekleştirilen en kapsamlı etkinlik özelliğini taşıyor. Yıl boyunca ve yaz ayları süresince değişik tarihlerde ücretsiz olarak gerçekleştirilen konser ve etkinliklerde gerek Gökçeadalılar gerekse tatillerini geçirmek üzere Ada’ya gelen misafirler hoşça vakit geçiriyor.Filim Festivaline Tarım ve Yaşam şenliği eklenmiştir. Gökçeada’da bir de sinema salonu mevcut. Gökçeada Belediyesi tarafından işletilen sinema salonunda talep olması durumunda yerli ve yabancı filmlerin gösterimi gerçekleştiriliyor.174 kişi kapasiteli Sinema Salonu Gökçeada Meslek Yüksekokulu binasının bünyesinde bulunuyor.
SAĞLIK
Gökçeada ilçe merkezinde 2000 yılında açılan 50 Yataklı bir Devlet Hastanesi mevcuttur. Ayrıca, hastane bünyesinde Diyaliz ünitesi hizmet verilmektedir.
ÇARŞI PAZAR
Adanın verimli topraklarında yetişen meyve ve sebzeler ada ihtiyacını karşılayabilmektedir. Bunun yanı sıra iklim şartları nedeniyle adada yetiştirilemeyen ürünler ise dışarıdan getirilmektedir. Her hafta pazar günleri yerli ve dışarıdan gelen üreticilerin ürünlerini sunabilecekleri Pazar pazarı kurulmakta ve böylece yetiştirilen ürünlerin pazarlama imkanı da sağlanmaktadır.Adamızda et ve et ürünlerini her zaman bulmak mümkündür. Gökçeada Belediye Mezbahasında Veteriner kontrolünde kesimi yapılan etler hijyenik şekilde ilçe kasaplarında tüketiciye sunulmaktadır.Adamıza araçları ile gelen konuklarımız içinde sorun bulunmamaktadır. Oto tamircileri, kaportacılar. Oto lastik tamircileri Sanayi Çarşısında hizmet vermekte, ayrıca bisiklet ve motosiklet tamircileri de bu konuda ihtiyacı olanlara cevap veriyor.Belediye meydanında kurulu esnaf çarşısında ise her zaman taze balık bulabilirsiniz. İnternet klüpleri özellikle gençlerin uğrak yeri durumundadır. Bunun yanı sıra pastane, bilardo salonu, çeşitli oyun salonları da eğlenerek vakit geçirenlere hizmet sunuyor. Açık çay bahçeleri ise özellikle adamıza gelen misafirlere kusursuz hizmet sunuyor.Bunun yanı sıra kuyumcu, deniz av malzemesi satıcısı, triko ve konfeksiyon mağazası, tekel bayii, şarküteri ürünleri, satıcılarının yanı sıra gazete bayiinden günlük tüm gazetelerin temini mümkündür. Adamızdaki bir çok işyerinde kredi kartı ile alışveriş yapıla bilindiği gibi, T. İş Bankası, T.C Ziraat Bankası şubeleri de mudilerine hizmet veriyor. Ziraat Bankası ve İş Bankası'nda ATM (Otomatik Para Makinesi)bulunmaktadır. Adamızın tüm plaj bölgelerinde tatilcilerin ihtiyacını karşılayacak gıda ve içecek ürünleri satan işyerleri, kafeteryalar çay bahçeleri bulunuyor.
İKLİM
Yıllık maximum sıcaklık ortalaması 20.6 ºC,Yıllık minimum sıcaklık ortalaması ise % 12.7 ºC' dir.Gökçeada!da bulunan orman,makilik alanlar ve zeytinlikler.Amenajman planına göre,adada orman sahası genel olarak28.452hektardır. Bu sahanın % 24.15'i orman, % 75.85'i açıklık alanlardır. Orman alanlarının 2052 hektarı koru, 610 hektarı baltalık ve 4208 hektarı da bozuk koru ve baltalık alandadır. Gökçeada'nın güney kesimlerinde Akdeniz iklimi, kuzey kesimlerinde ise Marmara iklimi hüküm sürmektedir. Hakim rüzgarlar; Kuzey ve Kuzeydoğu rüzgarlarıdır.Lodos ve Poyraz senenin yaklaşık her ayında esmektedir. Gökçeada'ya düşen yıllık ortalama yağış miktarı %791.5 mm, yıllık ortalama nem oranı ise % 68.5 dir. Yıllık sıcaklık ortalaması ise %16.3 ºC civarındadır.
EĞİTİM
Gökçeada eğitim konusundaki eksikliklerini de hızla gidermiş ve geleceğe yeni dinç, dinamik ve zeki nesiller yetiştirmektedir. İlçe Merkezinde; Cumhuriyet İlköğretim okulu ve Gökçeada İlköğretim okulu olmak üzere 2, Yeni Bademli Köyü İlköğretim okulu olmak üzere toplam 3 okul, yine İlçe Merkezinde Gökçeada Çok Programlı Lisesi, Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi, Endüstri Meslek Lisesi olmak üzere 3 lise eğitim vermektedir. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'ne bağlı Gökçeada Meslek Yüksek Okulu ile Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu da eğitim seferberliğinde yerini almıştır. Ayrıca adamızda 100 öğrenci kapasiteli, 4 uygulamalı derslikli ve 1 yemek salonu bulunan, Milli Eğitim Bakanlığı”na bağlı bir Anaokulu kurulmuştur.