Zıpkınla Balıkavı
Zıpkınla balık avcılığı zorlu bir sportif etkinliktir. Yüksek disiplin, cesaret, organizasyon, ön hazırlık, planlama yeteneği, olağanüstü performans; sualtı yaşamı, deniz ve denizcilik hakkında inanılmaz bir bilgi birikimi gerektirir. Seyircisi yoktur ancak etkinlik sonunda avlanılan balıklarla birlikte aktiviteye seyircilerde dâhil olur. Sporcu sadece rakiplerle değil doğa koşulları ile de mücadele eder. Zıpkınla balık avı, nefesini tutarak ve başka bir hava kaynağından yararlanmadan kendisinden çok daha avantajlı konumdaki balığı, ona derinlere kaçma ve saklanma avantajıda vererek avlama becerisi gösteren sporcular için gerçek bir mücadeledir .Diğer spor dallarında olduğu gibi simgesel değil gerçeklere dayanan bir aktivitedir.Dalış Federasyonumuzun kurulduğu ilk yıllardan itibaren süregelen çok köklü ve yaygın bir sportif etkinliğidir. Öyleki malzeme, lojistik ve eğitim alanında, serbest ekonomik piyasa tarafından sürekli artarak ve desteklenerek geniş bir iş kolu oluşturmaktadır.Yarışmalar 6 saat gibi çok uzun bir yarışma süresince gerçekleştirilir. Özellikle kışın yapılan yarışmalarda sporcular için hava koşulları ciddi bir etken ve belirleyici bir unsurdur.
Yarışmalarda çok ciddi bir bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olmak gerekir. Sözgelimi Türkiye’deki 415 balık türünün hepsinin bilinmesi, avlanılabilecek olanların ayırt edilmesi yeterli değildir. Yurtdışındaki yarışmalarda sporcular kendilerine yabancı doğa koşulları, iklim şartları ve en önemlisi balık türlerini bilmek zorundadırlar. Avlanılması yasak olan bir tür, yarışmalarda eksi puanlamaya neden olmaktadır. Her ne kadar ön araştırma ve yarışma öncesi dağıtılan tür listesi ile balıklar belirlensede sualtında özellikle kemikli balıkların renk değiştirme özellikleri nedeni ile yarışmacılar sayısı onbinlere varan tür alternatifleri ile karşı karşıya kalırlar. Bazı bentik(dibe bağımlı)balıkların kaya altında saklanmaları ve hızlı hareket etmeleri tür belirlemede ayrı bir uzmanlık gerektirir. Bu nedenle zıpkınla balık avı sporcuları balıklar ile karşılaşma yüzdelerini yüksek oranda tutmak kısacası sualtına mükemmel uyum sağlamak durumundadırlar. Kısacası sporcuların, sayısı onbinlere varan tür çeşitliliği içinde her balığın karakter, davranış, özellik, yaşama alan ve koşullarını bilmeleri gerekir.Yurt içindeki yarışmalarda,Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan tebliğlerde geçen amatör zıpkıncılar için izin verilen tür,adet,boy ve ağırlık sınırlamaları genişletilerek uygulanır.Örneğin barbun balığı için tebliğde 13 cm boy limiti varken bizim yarışmalarımızda barbunun ağılık limiti yarım kg dır.Bazı türlerde tebliğde adet sınırlaması yokken bizim yarışmalarımızda adet sınırlaması getirilmektedir.Tüm bunların yanında tebliğdeki değişiklikler özenle takip edilmekte,yarışmalarda KKGM den ve gerekli her birimden hassasiyetle ve bölge gözetilerek izinler alınmakta,ilgili kurum ve kuruluşlar haberdar edilmektedir.Balık türleri dikkatle seçilmekte,hassas türler için üreme zamanlarına özen gösterilmekte bölgede avlanılan balık oranları istatistiklerden bulunup ,hesaplanarak yarışmalar düzenlenmektedir.Son yıllardaki yarışmalara bakıldığında avlanılan balık miktarı bölgedeki halde bulunan bir balıkçı tezgahındaki bir günlük balık miktarından bile(gün içinde eksilen balıklar tezgahlarda yenilenir) az olmaktadır.Avlanılan balıklar bölgedeki çocuk esirgeme kurumuna bedelsiz olarak bağışlanmaktadır.
Zıpkınla balık avcılığı hedef avın avlandığı tek avcılık şeklidir. Mevcut diğer avcılık yöntemlerinde hedef ava ulaşmak için birçok canlıyı öldürmek ve acı çektirmek zorunda kalırsınız. Bilimsel olarak söylemek gerekirse diğer avcılık yöntemlerinde var olan gözlenemeyen ölümler, yemler, hayalet ağlar ve hedefdışı av oranları zıpkınla balık avında geçerli değildir. Zıpkınla görerek avladığınız bir balık dışında kullandığınız avcılık yöntemi nedeni ile başka hiç bir canlı ölmez ve deniz zarar görmez. Derinlikle doğal olarak sınırlı olduğunuz için belli türlere istesenizde ulaşamazsınız.Bazı balık türleride aşırı ürkek olduğu için asla zıpkınla avlanılamaz.Örneğin trança gibi.Bazı türlerde açık suda bulundukları için zıpkınla avcılıkları zor ve tehlikelidir.Sualtı görüşü ile sınırlı olan sporcular dere ağızları,akarsu deltaları ve dalyanlarda isteselerde dalamazlar.Oysa dalyanların kooparatiflerce işletildiği,yumurtalı balıkların yakalandığı ve işlendiği ülkemizde tüm bunları gözönüne aldığınızda zıpkınla balık avcılığının üstünlüğünün bir kez daha farkına varırsınız.Ötrofikasyonun yoğun olarak gözlendiği bölgelerde, yağmurun yağdığı ve denizin bulandığı fırtınalı zamanlarda da sualtı görüşü zıpkıncılar için önemli bir engel teşkil eder.Zıpkınla hedef avınızı tek tek ve görerek avlarsınız,diğer avcılık yöntemlerinin tamamı üreme zamanı toplu halde balıkları nasıl yakalarım mantığı ile araştırılmadan ortaya çıkmış ve bir gelenek gibi süregelmiş binlerce yıllık avlanma yöntemleridir.Diğer avcılık yöntemlerinde korunması gereken türlere istemedende olsa inanılmaz zararlar verilir ve hatta yok edilir.Zıpkınla balık avında ise fok,yunus,balina,caretta gibi KKGM nin korunması gereken türler listesinde adı geçen hiç bir türe zarar verilmez.
Zıpkınla balık avı sporcuları son yıllarda gelişen teknolojinin malzemeleri şekillendirmesi ile inanılmaz derinliklere inerek avlanmaya başlamışlardır. Kendini uzun yıllar geliştirmiş özel sporcuların ulaştığı bu derinliklerde balık avlamak sadece inip çıkmaktan çok daha zorlu bir uğraştır. İşin içine çok iri balıkların elle zaptedilmesi, hareketsiz kılınması yada saklandığı yerden çıkarılması da eklenince, tek nefeste bu aktivitelerin gerçekleştirilmesi güçlü bir fizik kondisyon ve beceriye bağlıdır.Zıpkınla balık avı sporcuları birçok malzeme kullanırlar. Bot, motor, radar, gps, sualtı tüfeği, bıçak, şamandıra, sualtı feneri, palet, ağırlık, bırakma ağılığı, sırt ağırlığı, şamandıra, yedek tüfek, balık dizgisi, balık teli, elbise, gözlük, zıpkın şişi çıkarma aparatı, kakıç gibi malzemeleri doğru ve gerektiği yerede kullanmak zorundadırlar. Örneğin yurtdışındaki bir yarışmaya giderken yarışma bölgesindeki su sıcaklığını bilerek uygun kalınlıkta elbise götürmek zorundadırlar.Balıkların normal davranış şekilleri ile yarışmalardaki davranışları oldukça farklıdır. En basiti yarışmalarda yüzlerce tekne ve avcı baskısı altında balıklar çok farklı hareket ederler.
Yarışmalar farklı denizlerde kısacası farklı ortam koşulları içinde geçer her zaman. Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz içinde yaşayan canlılar, sıcaklık, tuzluluk ve dip yapıları açısından birbirlerinden son derece farklıdırlar. Yurtdışında ise okyanuslar ve iç denizler bizim denizlerimizden farklıdır.
Dünya şampiyonalarında her takımın her sporcusuna bir bot, bir kaptan ve bir hakem verilmektedir. Avrupa ve dünya şampiyonaları üst üste 2 yarışma gününden oluşmaktadır. Zıpkınla balık avına gönül veren sporcular hayatları boyunca denizden kopamazlar.60 yaş üstünde hala daha özel yarışmalara katılan dünya şampiyonları çok iyi dereceler almaktadırlar. Bunun nedeni yarışmaların sadece fizik kondisyona değil daha çok tecrübe ve bilgi birikimine dayanmasıdır. Sualtında hareketler refleks hareketleri halinde değil beynin farklı durumlara verdiği tepkiler halinde gerçekleşir. Hiç bir dalış ya da av bir öncekinin aynısı değil, hepsi farklıdır. İşte bu farklı ortam koşuları, zorlu mücadele ve günün sonunda simgesel değil gerçek kazanımlar zıpkınla balık avını diğer spor dallarından tamamen benzersiz ve alternatifsiz kılar.