Piri Reis
Karamanlı bir ailenin çocuğu olan Ahmet Muhyiddin Pîrî'nin ailesi II. Mehmed devrinde padişahın emri ile Karaman'dan İstanbul'a göç ettirilen ailelerdendir. Aile bir süre İstanbul'da yaşamış, sonra Gelibolu'ya göç etmiştir. Pîrî Reis'in babası Karamanlı Hacı Mehmet, amcası ise ünlü denizci Kemal Reis'tir.
Pîrî denizciliğe amcası Kemal Reis'in yanında başladı; 1487-1493 yılları arasında birlikte Akdeniz'de korsanlık yaptılar; Sicilya, Korsika, Sardunya ve Fransa kıyılarına yapılan akınlara katıldılar. 1486'da Endülüs'te Müslümanların hakimiyetindeki son şehir olan Gırnata'da katliama uğrayan Müslümanlar Osmanlı Devleti'nden yardım isteyince o yıllarda deniz aşırı sefere çıkacak donanması bulunmayan Osmanlı Devleti, Kemal Reis'i Osmanlı Bayrağı altında İspanya'ya gönderdi. Bu sefere katılan Pîrî Reis, amcası ile birlikte müslümanları İspanya'dan Kuzey Afrika'ya taşıdı.
Venedik üzerine sefer hazırlığına girişen II. Beyazid'in Akdeniz'de korsanlık yapan denizcileri Osmanlı donanmasına katılmaya çağırması üzerine 1494'te amcası ile birlikte İstanbul'da padişahın huzuruna çıktı ve birlikte donanmanın resmi hizmetine girdiler.
Pîrî Reis, Osmanlı Donanması'nın Venedik Donanması'na karşı sağlamaya çalıştığı deniz kontrolü mücadelesinde Osmanlı donanmasında gemi komutanı olarak yer aldı, böylece ilk kez savaş kaptanı oldu. Yaptığı başarılı savaşların sonucunda Venedikliler barış istediler ve iki devlet arasında bir barış anlaşması yapıldı. Pîrî Reis, 1495-1510 yıllarında İnebahtı, Moton, Koron, Navarin, Midilli, Rodos gibi deniz seferlerinde görev aldı. Akdeniz'de yaptığı seyirler sırasında gördüğü yerleri ve yaşadığı olayları, daha sonra Kitab-ı Bahriye adıyla dünya denizciliğinin de ilk kılavuz kitabı olma özelliğini taşıyacak olan kitabının taslağı olarak kaydetti.
Pîrî Reis, 1511'de amcasının bir deniz kazasında ölümünden sonra Gelibolu'ya yerleşti. Barbaros Kardeşler'in idaresi altındaki donanmada halaoğlu Muhiddin Reis ile Akdeniz'de bazı seferlere çıktıysa da daha çok Gelibolu'da kalıp haritaları ve kitabı üzerinde çalıştı. Bu haritalardan ve kendi gözlemlerinden yararlanarak 1513 tarihli ilk dünya haritasını çizdi. Atlas Okyanusu, İber Yarımadası, Afrika'nın batısı ile yeni dünya Amerika'nın doğu kıyılarını kapsayan üçte birlik parça, bu haritanın günümüzde elde bulunan bölümüdür. Bu haritayı dünya ölçeğinde önemli kılan, günümüze kalmamış olan, Kristof Kolomb'un Amerika haritasındaki bilgileri içeriyor olması rivayetidir.
Barbaros Kardeşler, 1515 yılında dünyanın en büyük deniz güçlerinden birisini oluşturmuş ve Kuzey Afrika'da fetihler yapmışlardı. Pîrî Reis, Oruç Reis'in kaptanlarından birisi olarak hediye sunmak üzere yardımını bekledikleri Yavuz Sultan Selim'e gönderildiğinde Yavuz'un yardım olarak verdiği iki savaş gemisi ile geri döndü. Pîrî Reis, 1516-1517 yıllarında İstanbul'a geldiğinde tekrar Osmanlı donanmasının hizmetine girdi; Derya Beyi (Deniz Albayı) rütbesini aldı ve Mısır seferine gemi komutanı olarak katıldı. Donanmanın bir kısmı ile Kahire'ye geçip Nil ırmağını çizme fırsatı buldu.
Pîrî Reis, İskenderiye'nin ele geçirilmesinde gösterdiği başarılar ile padişahın övgüsünü kazandı ve sefer sırasında haritasını padişaha sundu. Günümüzde bu haritanın bir parçası mevcuttur, diğer parçası kayıptır. Bazı tarihçilere göre, Osmanlı padişahı dünya haritasına bakmış ve "Dünya ne kadar küçük..." demiştir. Sonra da, haritayı ikiye bölmüş ve "biz doğu tarafını elimizde tutacağız.." demiştir.. Padişah, daha sonra 1929'da bulunacak olan diğer yarıyı atmıştır. Bazı kaynaklarca, günümüzde bulunamamış olan doğu yarısını, Hint Okyanusu'nun ve onun Baharat yolunun kontrolünü ele geçirmek için Padişahın yapacağı olası bir sefer için kullanmak istediği bile iddia edilmektedir.
Pîrî Reis seferden sonra, tuttuğu notlardan Bahriye için bir kitap yapmak amacıyla Gelibolu'ya döndü. Derlediği denizcilik notlarını bir Denizcilik Kitabı (Seyir Kılavuzu) olan Kitab-ı Bahriye'de bir araya getirdi.
Kanuni Sultan Süleyman'ın dönemi, büyük fetihler dönemiydi. Pîrî Reis, 1523'deki Rodos seferi sırasında da Osmanlı Donanması'na katıldı. 1524'de Mısır seyrinde kılavuzluğunu yaptığı sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa'nın takdiri ve desteğini kazanınca, 1525'te gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye'sini İbrahim Paşa aracılığıyla Kanuni'ye sundu.
Pîrî Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Pîrî Reis, 1528'de, ilkinden daha içerikli ikinci dünya haritasını çizdi.
1533 yılında Barbaros Hayreddin Paşa kaptan-ı derya olunca Pîrî Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) unvanı aldı. Pîrî Reis, sonraki yıllarda, güney sularında devlet için çalıştı. Barbaros'un 1546'da ölümünün ardından Mısır Kaptanlığı (Hint Denizleri Kaptanlığı da denilirdi) yaptı, Umman Denizi, Kızıl Deniz ve Basra Körfezi'ndeki deniz görevlerinde yaşlandı. Osmanlı donanmasında yaptığı son görev idamıyla sonuçlanan Mısır Kaptanlığı oldu.
Pîrî Reis, Kanuni devrinde Portekiz ile sürekli savaş halindeydi.80 yaşındayken Aden şehrindeki Arap isyanını bastırmakta başarılı olduğu için kendisine yeni bir görev verildi. Süveyş'ten donanma ile Basra'ya gidip, buradaki 15.000 askeri ve diğer gemileri de yanına alarak, Hürmüz adasını ele geçirmesi istendi.Bu adaya mümkün olduğunca Portekizlilere bulaşmadan ulaşması isteniyordu. Hint Okyanusu'na otuz civarı gemi ile açılan Piri Reis, kendisinden iki kat sayıca fazla Portekiz gemisini burada yenmeyi başardı.Savaştan kurtulup kaçan kimi Portekizliler Hürmüz adasındaki kaleye sığındı. Kalenin etrafı sarıldı fakat buradaki Portekiz garnizonu hazırlıklı olduğu için işgal edilemedi. Kuşatma kaldırıldı. Bazı tarihçiler bu kuşatmanın kaldırılma nedeninin Piri Reis'in Portekizlilerden rüşvet alması olduğunu iddia ederler.Bölge halkının Portekizlilere yardımı üzerine kızan Piri Reis, burayı yağmaladı.
Bu yağma onu idam sürecine götüren olayı başlattı.Basra valisi Ramazanoğlu Kubad Paşa'dan yardım istedi. Fakat vali onu bu yağmadan dolayı tutuklamak ve mallarına el koymak istedi. Portekiz donanmasının geniş bir kuvvetle Basra körfezini kapatmak üzere yola çıktığını haber aldı. Piri Reis'in donanması bakım ve onarım yaptırıyordu. Portekizlilerin ablukasına maruz kalmamak için askerlerini bırakarak 3 gemi ganimet ile Süveyş'teki donanma merkez tersanesine geri döndü.Basra valisinin şikayeti Mısır valisine ulaştı. Piri Reis tutuklandı. Mısır valisinden divana iletilen konuda Piri Reis kuşatmayı kaldırmak ve donanmayı bırakmak suçlarından yargılandı. Kendisi bakımsız donanma ile denize açılmasının sakıncalarını dile getirdiyse de suçlu bulunmasına engel olamadı.Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1554'te Kahire'de boynu vurularak idam edildi.İdam edildiğinde 80 yaşının üzerinde olan Pîrî Reis'in mal varlığına devletçe el konuldu.
DÜNYA HARİTASI
Özellikleri
Pîrî Reîs’in bu ilk haritası deve derisi üzerine yapılmıştır. 87 cm. boyunda, üst kısmı 63cm. ve alt kısmı 41 cm. genişliğindedir. Dokuz renk kullanılan haritanın üst kısmının kopmuş ve kayıp olduğu tahmin edilmektedir. Haritanın tamamı bugüne ulaşmış olsaydı, yaklaşık 165x140cm. ölçülerinde olacaktı.
Haritada, kuzeyde ve güneyde otuzikili birer rüzgâr gülü bulunmaktadır. Üçü küçük ikisi büyük olan rüzgâr güllerinin toplam sayısı beştir. Standart portolan (=limanları, sığlıkları ve benzeri özellikleri gösteren deniz haritası. Liman anlamındaki porto kelimesinden gelmektedir ve deniz kıyılarını gösteren haritalar demektir) çizimlerinde rüzgâr güllerinin toplam sayısının 17 olduğu bilindiğine göre, bunlar eklendiğinde haritanın tam bir dünya haritasının parçası olduğu ortaya çıkmaktadır. Haritada Yengeç ve Oğlak dönencelerine yakın olarak düzenlenmiş eğik iki mesafe ölçeği bulunmaktadır. Ayrıca haritada, dokuz adet gemi ve sandal resmi ile, sahillerdeki ve karadaki şehirleri, hükümdarları, burçları, hayvanları ve yerli halkları gösteren çizimler yer almaktadır. Gemicilerin burçlardan da yararlandıkları ve garip yaratıklar olarak görülen çizimlerin bunları gösterdiği anlaşılmıştır.
İçeriği
Pîrî Reîs’in bu haritası, Atlas Okyanusu’nun iki kıyısını; İspanya, Fransa, Amerika’nın doğu bölümleri ile Florida kıyılarını ve Antiller’i göstermektedir. Yani, Avrupa ve Afrika’nın Batı kıyılarını, Atlas Okyanusu’nu, Orta ve Kuzey Amerika’yı ihtiva etmektedir.
1513 Dünya Haritası, 20 kadar mappamundodan, aynı anlamda olan ancak Araplar’ın yaptığı sekiz adet caferiyyeden, Arapça bir Hindistan haritasından, yeni yapılmış ve Sind, Hind ve Çin diyarlarını gösteren dört Portekizli haritasından ve Kristof Kolomb’un Batı haritasından yararlanarak dünya haritasını meydana getirmiştir.
Bu kaynaklar arasında en çok dikkat çekenler, Kristof Kolomb’un bugüne intikal etmeyen 1498 tarihli haritası ile iki bin yıl öncesinin İskenderiye kütüphanesinden çıkdığı varsayılan harita olmuştur. Haritayı dünya ölçeğinde önemli kılan ve gündemde tutan da daha çok birinci özelliğidir. Kolomb (Christopher Colombus), 1492-1504 tarihleri arasında, Amerika’ya 4 kez keşif seferi düzenlemiş ve kıyıların haritalarını yapmıştır. Kolomb’un bu gezilerde çizdiği haritalarla ilgili sadece bir belge bugün elimizdedir. Bu da Hispaniola (bugünki Haiti) adasının kuzey-batı kıyısını gösteren bir harita taslağıdır.
Atlas Okyanusu’nda keşf ve fethedilen yerlerin doğrulukla gösterildiği haritayı önemli kılan ve hayranlık uyandıran diğer özelliklerinin başlıcaları da kaynaklarının eskiliği ve orijinalliği, çizimlerin ancak havadan yapılan çekimlerle XX. yüzyılın ortalarından itibaren yapılabilen haritalara benzerlik arzetmesi ve yine sadece modern tekniklerle tesbit edilebilen Antartika kıyılarının henüz buzullarla kaplı olmadığı zamandaki halinin verilmiş olmasıdır.
Özellikle son tesbit Pîrî Reîs‟in kaynakları arasında buzul devrinden önce resmedilmiş haritaların da bulunabileceğine dâir görüşlerin doğmasına yol açmış ve bu haritadan yola çıkılarak kayıp olduğuna inanılan Atlantis kıtasının aranmasına kadar derinleştirilen çeşitli toplu çalışmalar ortaya konulmuştur.