Galata Kulesi, İstanbul'un Galata semtinde bulunan bir kule. 528 yılında inşa edilen yapı, şehrin önemli sembolleri arasındadır. İstanbul Boğazı ve Haliç, kuleden panoramik olarak izlenebilmektedir. UNESCO, 2013'te kuleyi Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil etti.
Galata Kulesi dünyanın en eski kulelerinden biri olup, Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 528 yılında Fener Kulesi olarak inşa ettirilmiştir. 1204 yılındaki IV. Haçlı Seferi'nde geniş çapta tahrip edilen kule, daha sonra 1348 yılında "İsa Kulesi" adıyla yığma taşlar kullanılarak Cenevizliler tarafından Galata surlarına ek olarak yeniden yapılmıştır. 1348 yılında yeniden yapıldığında kentin en büyük binası olmuştur.
Galata kulesi 1445-1446 yılları arasında yükseltilmiştir. Kule Türklerin eline geçtikten sonra hemen her yüzyıl yenilenmiş ve tamir edilmiştir. Osmanlılar için Galata Bölgesi; aynı Romalılarda da olduğu gibi bir dış mahalle olarak görülmüştür. İstanbul’un kadılık ile yönetilmekte olan 4 önemli bölgesinden (Suriçi, Eyüp, Üsküdar ve Galata kadılıkları) birisi de burasıdır. 1453 yılındaki fetihten sonra Cenevizliler, burada yer alan iskân ve ticaret haklarını korumuşlardır. İstanbul’un fethinden sonra bölgeyi teslim alan Osmanlılar; Cenevizlilerin ve Venediklilerin kendilerine fayda sağlayacaklarını da biliyorlardı ancak Osmanlılar, Galata konusunda mesafeli olmaya devam ettiler. Devlet ve halk, 1800’lü yıllarda Galata Bölgesi’ni çok fazla kendilerine ait görmediler. Yapılan araştırmalara göre 1600’lerde, bölgenin nüfusunun %80’lik büyük bir kısmının Hristiyan olduğu da ortaya çıkmıştır. Kendi içerisinde farklı yerleşkelere ayrılan Galata Bölgesi’nde 70 Rum, 18 Müslüman, 3 Frenk, 2 Ermeni ve 1 Yahudi mahallesi bulunuyordu. 16. yüzyılda Kasımpaşa tersanelerinde çalıştırılan Hristiyan savaş esirlerinin barınağı olarak kullanılmıştır. Sultan III. Murat'ın müsaadesiyle burada müneccim Takiyüddin tarafından bir rasathane kurulmuş, ancak bu rasathane 1579'da kapatılmıştır.
17. yüzyılın ilk yarısında IV. Murat döneminde Hezarfen Ahmet Çelebi, Okmeydanı'nda rüzgarları kollayıp uçuş talimleri yaptıktan sonra, tahtadan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takarak 1638 yılında Galata Kulesi'nden Üsküdar-Doğancılar'a uçmuştur. Bu uçuş Avrupa'da ilgi ile karşılanmış, İngiltere'de bu uçuşu gösteren gravürler yapılmıştır.
1717'den itibaren kule yangın gözleme kulesi olarak kullanılmıştır. Yangın, ahalinin duyabilmesi için büyük bir davul çalınarak haber verilmekteydi. III. Selim döneminde çıkan bir yangında kulenin büyük bölümü yanmıştır. Onarılan kule 1831 yılında başka bir yangında yine hasar görmüş ve onarılmıştır. “Hristos Surları” olarak da adlandırılan Galata Surları’nın üçü kara tarafında, biri ise deniz tarafındadır. Galata Bölgesi’ne giriş ve çıkışlar; eskiden on iki ayrı kapıdan yapılıyordu. Bu kapılardan dokuz tanesinin deniz yönünde olması ise Galata’nın bir liman kenti olduğunu göstermektedir. Baştan sona toplamda 14 kilometre olduğu söylenen Galata Surları’nın; 10 metre ile 12 metre yüksekliğe sahip olduğu söylenmektedir. Bu surların son kalıntısının ise 1864 yılında yıkıldığı biliniyor.1875 yılında bir fırtınada külahı devrilmiştir. 1965'te başlanıp 1967'de bitirilen son onarımla da kulenin bugünkü görünümü sağlanmıştır. Günümüzde, Kule özel bir şirket tarafından sadece turistik amaçlı işletilmektedir. 7 katı asansörle, 2 katı da yürüyerek çıkıp, Kule’nin en üst katındaki restoranın içinden geçtikten sonra, Kule’yi çepeçevre saran balkona ulaşılır. Günümüzde Galata Kulesi’nin yüksekliği 66,90 metre, dış çapı 16.45 metre, iç çapı ise 8.95 metredir. Duvar kalınlığı da 3.75 metre civarındadır.